bana herşeyi anlattı. o. adam dediğim.

onu geçicem. içim sıkılmasın. kanıksadım gibi oldu ama kanıksamak, anlamak, algılamak istemiyorum. zaten ona da yalan söyledim. sana aşığım diyemedim. diyemem ki. nasıl denir. denmez.
geçen gün aklıma "uyuya rock" geldi. var mı böyle bişi bilmiyom ama olsa negzel olurdu. john ve yoko'nun bed peace, hair peace'i gibi. uyuyarak rock savaşımı. UYUYAROCK. vuuu. kıhkıh.
ben bi de bu inşaat malzemelerini hep düşünürdüm. nasıl temizliyolar bildiğimiz çöpe mi atıyolar diye. meğersem taşıma araçları varmış. kaç yaşıma geldim anca öğrendim. bana yuh bana yuh. aracın adı da hafriyat inşaat yıkıntı toplama aracıydı.
bi de geçen gün bi arkadaş komiklik şakalık yaptı bize. cennet mahallesi esprisi yaptı. ama cidden komik. şöyleki pembe kendine zengin ve yaşlı bi eleman bulur, bunun üzerine müjdat gezen'in canlandırdığı karakter, kendisine bakmamasından kaynaklı sitemle pembe'ye şöyle der:
"BULDUN TABİ KART FİNANSI". hem kart, hem finans yaa. kıhkıh. ay çokomiğime gitti.
bu ciddi gibi anlamlı gibi biraz da komikli yazıma son verirken melik'e sesleniyom burdan:
" bana rüyamda sevişme taktikleri veriyodun lan allahsız. uygulamalı hem de. töbeya. özledim bana ulaş konuşçam senle de. bay."